ARZ

Birinci Yazma, Teraslı Köy Evi, Gece

Hayli zaman oluyor sana bu mektubu yazmaya niyetlendiğim. Uzun uzun düşündüm, ince ince hesap ettim ta başından sonuna. Derler ya hani ilmek ilmek, aynen öyle dokumaktı maksadım. Şimdi gecenin bir yarısı, yanı başımda dut ağacının yapraklarının hışırtısı, ötemde cırcır böceğinin şarkısı, berimde rüzgarın esintisi eşlik ediyor bana sana yazarken. Bugün çok yoğun tempolu, hareketli bir gün oldu benim için. Yoruldum. Ha bugün ha yarın başlayacağım diye gün sayıyor, falan saatte filan vakitte kalemi elime alacağım derken bir dinlenme molasında, kısacık bir saatlik bu zaman diliminde başlarken buluyorum kendimi. Biliyorum ki bir oturuşla bitmeyecek de. Bugün günlerden haftanın başı. Saatlerden gece. Üstü açık geniş bir köy evi terasındayım. Sırtımı şark yastıklarından birine vermişim. Tepemde ışıl ışıl yıldızlar... Ve sonsuz bir sessizlik. Huzur biraz ötemde bana el sallıyor ama yanaşmıyor da. İçim her zamanki çalkantılığında; derecesiz dolu. Hayat an be an gözümün önünde dönüp duran, şekilden şekle, kalıptan kalıba, manadan manaya evrilen canlı bir organizma. Her bir anımda daha başka bir anlayışın, daha farklı bir bakışın, daha derin bir kavrayışın kucağında buluyorum düşüncemi. Duygularım gah ateş gibi alev alıyor, gah hırçın bir akarsu gibi sel oluyor. Bazen gece gibi dingin, bazen bir esinti gibi yumuşak, bazen yıldızlar gibi asude, bazen bir volkan gibi ürkütücü... Duygularım hayat gözlerimin önünden aktıkça değişen... Hoyrat, umarsamaz, ümitvar, kederli, öfke dolu, aşk ikliminde bir çıra gibi, isyan girdabında devinen bir dalga gibi. Duygularım her an başkalaşım içinde. Duygularım düşüncemle içiçe. Yek diğerini besleyen, yek ötekini kemirip bitiren. Ölüm bir karış ötemde her an açılacakmış gibi duran bir kapı. Açılacakmış da oradan zamanlar öncesinden biten bir kara delik beni içine çekecek. Öte yandan sabırsızlıkla açılmasını da beklediğimi itiraf ediyorum. Belki kurtulma ümidinden, belki meraktan...  Kafamın içinde çelişkiler. Kafamın içinde kapalı kapılar. Kafamın içi bir türlü açılamayan sayfalar... Zamansız ve sonsuz beklentiler, geç kalmış ve artık içinden hevesi uçup gitmiş yaşanmışlıklar.